• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
okanelt.com - "Türkiye'nin İngilizce Materyal ve Bilgi Kaynağı" | En Güncel En Sade En Kaliteli İngilizce İçerik Platformu

ingilizceciyiz.com


2023-2024 CEVAP ANAHTARLI YAZILI SORULARI VE ÖĞRETMENE ÖZEL YAZILILAR ingilizceciyiz.com'DA...

YAZILI SORULARI VE CEVAPLARI
İngilizce Ünite Konuları
2021-2022 İngilizce Yazılı Soruları
İngilizce Ünite Kelimeleri
Site Haritası

6. sınıf türkçe cevapları finlandiyadan

2021-2022 6. sınıf Türkçe ata yayıncılık Finlandiyadan Metni Sayfa 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44 cevapları en güncel en doğru haliyle sitemizde bulabilirsiniz. 6.sınıf türkçe finlandiyadan metninin cevapları ata yayıncılık tüm etkinlikleri ve doğru cevapları için aşağıdaki bağlantılara tıklayınız. 

6. sınıf türkçe 2. tema birey ve toplum etkinlikleri 1. okuma metni Finlandiyadan metni cevabı cevap anahtarı.




6. SINIF TÜRKÇE ATA YAYINCILIK BÜTÜN TEMALARIN VE METİNLERİN CEVABI İÇİN TIKLAYINIZ

6. Sınıf Türkçe Ata Yayıncılık Finlandiya'dan Metni Cevapları Etkinlik Cevabı

 

 

6.Sınıf Türkçe Ata Yayıncılık Sayfa 36 Cevapları (Finlandiyadan) 

HAZIRLIK ÇALIŞMASI

1) Eğitim bakımından dünyanın en gelişmiş ülkeleri hakkında yaptığınız araştırma sonuçlarını arkadaşlarınızla paylaşınız.

CEVAP: Bu yönde yaptığım araştırmalarda İsviçre, Kanada, Japonya ve Güney Kore’nin oldukça iyi durumda olduklarını gördüm ve detaylı bir şekilde inceledim.

1- İSVİÇRE
Dünyanın en iyi eğitim sistemi olan 7 ülkesinden ilki İsviçre. Nobel ödüllü pek çok bilim insanına ve yazara sahip olmasıyla oldukça dikkat çeken bir ülkedir. Bu yüzden yurtdışı üniversite eğitimi için en çok tercih edilen ülkelerin başında gelmektedir. Özellikle Basel şehrinde bulunan üniversiteler, İsviçre üniversiteleri ve biyokimya alanında yüksek prestije sahiptir.
İsviçre’de Ulusal düzeyde bir Milli Eğitim Bakanlığı yoktur. Eğitim, dillerin çeşitliliği ve federal sistemden dolayı merkezi değildir. Kantonların sorumluluğunda bir okul sistemi vardır. Her kantonun eğitim kademeleri açısından farklı bir eğitim sistemi bulunmaktadır. İsviçre`de mecburi eğitim süresi 9 yıldır. Ancak ilkokul ve ortaokulların eğitim süresi kantonlara göre değişmektedir. Örneğin, bazı kantonlarda ilkokul 4 yıl, bazılarında 5 ya da 6 yıldır.
İsviçre okullarında müdür yoktur. Öğretmenler ders yılının başında iki ya da dört yıllığına kendilerine idareci seçerler. Öğrencilerin okula giderken forma giyme zorunluluğu yoktur. Okula giriş ve çıkışlarında sıra olma, tören yapma vb. ritüeller yoktur. Öğrencilerin okulda yaralanma, kaza ve rahatsızlanma gibi durumlara karşı sigortaları mevcuttur.
İsviçre’de çocuklar ücret ödemeden en az bir yıl boyunca anaokuluna gitme hakkına sahiptir. Anaokulları mecburi öğretime dahil değildir. Ancak ilkokula uyumu kolaylaştırdığı için, bütün çocuklar ana okuluna gitmektedir. Anaokullarında değişik kültür anlayışlarına ve hoşgörüye çok önem verilir. Çocuklar anaokulunda dili kullanmayı öğrenirler. Öğrenci değerlendirmelerini öğretmenler not kullanmadan gözlem kağıtları ve aile görüşmeleri ile yapar. Gerekli durumlarda komisyon kararı ile ilköğretime geçiş bir yıl ertelenebilir.
Eğitimin ilkokul safhası kantonlarda genel olarak 6 yıl sürmekle beraber eğitim ikiye ayrılmaktadır:
Ortaokul yıllarında İsviçre’de 3 farklı okul tipi karşımıza çıkar.
REALSCHULE: Bu okullarda öğrenciler meslekler hakkında bilgi sahibi olurken iyi bir genel kültür edinirler. Okulu bitiren öğrenciler genellikle zanaat ve endüstri alanında bir meslek edinir.
SEKUNDARSCHULE: Bu okulda yetenek isteyen meslekler için ön bilgi ve gerekli ortam hazırlanır. Bu okulu iyi dereceyle bitiren öğrenciler Diplommittelschuleye (DMS) gidebilirler.
BEZIRKSCHULE: Bilgi, başarı ve yetenek konusunda en iddialı olan ortaokul çeşididir. Bu okul hem meslek öğrenmek isteyenleri hem de bir sonraki okula, yani liseye gitmek isteyenleri hazırlar. Bu okullarda öğrenciler zorunlu dersler ve seçmeli dersleri bir arada görürler. Bu okullardan mezun olanlar ticaret, zanaat ve endüstri alanında çalışırlar. Yüksek başarı gösteren öğrenciler ise liseye devam edebilirler.
Öğrenim süresi beş yıl olan lise ise üniversiteye hazırlık niteliği taşır. Bu düzeyde zorunlu temel derslerin sayısı oldukça fazladır. Liseye girişte, Almanca, Fransızca, matematik derslerinin en az ikisini başarıyla görmüş olmak ön koşuldur. Yüksekokullarda veya üniversitelerde okumak isteyen öğrenciler Gymnasiuma ya da Matura okuluna giderler. Liseyi bitirmek için öğrenciler Matura sınavına girerler. Öğrenciler lisenin sonunda aldıkları olgunluk diploması ile İsviçre’nin her üniversitesine ve yüksek okuluna gidilebilme hakkı elde ederler.
2- KANADA

Dünyanın en iyi eğitim sistemi olan 7 ülkesinden 2.’si ise Kanada. OECD ülkeleri arasında yapılan araştırmalara göre eğitim kalitesiyle dünyanın en iyi 3. ülkesi seçilmiştir. Halkın okuma yazma oranı %99 seviyesindedir. Eğitim dili İngilizce ve Fransızcadır. Bazı bölgelerde 18 yaşına kadar zorunlu eğitim devam etmektedir. Devlet ve özel okullar bir aradadır. Öğrenci merkezli bir eğitim anlayışı hakimdir. Merkezi bir eğitim sistemi bulunmaz. Ancak okulların hepsi hemen hemen aynı standartlara ve eğitim kalitesine sahiptir. Kanada’da her eyaletin kendi eğitim bakanı vardır.
dünyanın en iyi eğitim sistemi olan 7 ülkesi Kanada’da okullar ülkemizde de olduğu gibi genelinde eylül ayında açılır ve haziran ayında kapanır. 5 yaşına gelen çocuklar anaokullarında eğitime başlamaya hazırdır. Kanada’da ilkokul eğitimi 8 yıla kadar sürebilir. Başarısız olan öğrenciler sınıf tekrarı yaparken üstün başarı gösteren öğrenciler ise sınıf atlayarak eğitimlerini sürdürür.
dünyanın en iyi eğitim sistemi olan 7 ülkesi Ortaöğretim kurumlarında öğrenciler yeteneklerine ve başarılarına göre sınıflara ayrılırlar. Akademik eğitim veren ortaöğretim kurumları, mesleki eğitim veren okullar ve çeşitli sanat dallarına yönelik eğitimler veren okullar bir aradadır.
3- JAPONYA
Dünyanın en iyi eğitim sistemi olan 7 ülkesinden bir diğeri ise Japonya. Japon Eğitim Sistemi’nin temel yapısı 1947’de kabul edilen Temel Eğitim Kanunu ve Okul Eğitim Kanunu ile belirlenmiştir. Günümüzde Japonya, verimli ve etkili bir eğitim sistemine sahiptir. Bu durum PISA ve TIMSS gibi uluslararası akademik başarı testlerine de yansımaktadır. Bununla birlikte Japon eğitim anlayışına göre çocuklar ahlaklı ve erdemli bireyler olarak yetiştirilmelidir. Bu durum bilgi ve beceri
kazandırılmasından çok daha önemlidir. Yaparak öğrenme, eğitim sistemin temel ilkesidir. Öğrenme, sadece öğretmenlere bırakılmaz;öğrenme yaşamın her alanını kapsamaktadır. Japonya’da ders programları kuvvetli bir milli içerik taşır. Ülkede okul, aile ve toplum arasında bir bağ kurulmuştur.
Okullarda 6 yıl ilkokul, 3 yıl ortaokul, 3 yıl lise ve 4 yıl üniversite biçiminde 6-3-3-4 sistemi uygulanmaktadır. Ülke genelinde tek tip bir eğitim düzeyi mevcuttur. Eğitim Bakanlığı müfredatı, ders kitaplarını ve sınıfları yakından denetlemektedir. Japonya’da 6 yaşını dolduran her çocuk, 6 yıl süren ilkokul eğitimini almak zorundadır.
İlkokulun amacı; iş birliği becerisini, ulusal gelenek bilgisini, matematik, dil, müzik, sanat ve edebiyata olan ilgiyi kazandırmak ve geliştirmektir.
Ortaokul ise zorunlu eğitimin son kısmı olup 3 yıl sürmektedir. Ulusal ve yerel ortaokullar ücretsizdir. Öğrencilerin giderleri devlet tarafında karşılanır. Ortaokul kademesinin amacı öğrencilerin, lise öğrenimine devam edebilmeleri için gerekli bilgi ve becerileri öğrencilere kazandırmaktır. Ortaokulda öğrencilerin zihinsel ve bedensel gelişmelerini sağlamak önemlidir. Ayrıca öğrencilerin insanlara, çevreye saygılı birer yurttaş olarak yetişmeleri ve Japon geleneklerine bağlı eğitim almaları hedeflenir.
Ortaokullarda ve liselerde, her ders 50 dakikadır. Derslerden sonra öğrenciler dönüşümlü olarak sınıfları temizler ve ardından kültürel ya da sportif kulüp faaliyetlerine başlar.
Öğrenciler, yemeklerini belli bir zamanda bitirmek zorundadır. Yemek servisi ve devamında temizlik yine öğrencilerin sorumluluğundadır.
Japonya bilim ve teknolojide en ilerici ülkelerden biridir. Buna rağmen Japonya’daki okullarda teknoloji sürekli olarak eğitimde kullanılmaz. Birçok okul kağıt kalem gibi geleneksel yöntemleri tercih etmektedir. Öğretmenler, temelde öğrencilerine ne sorulacağına değil onlara nasıl düşüneceklerini ve nasıl problem çözeceklerini öğretmeye odaklanır. Eleştirel düşünme becerilerinin gelişmesi sayesinde öğrenciler, daha önce hiç görmedikleri soruları bile kolayca çözebilirler.
Öğrenciler 4. sınıfa (10 yaşına) kadar herhangi bir sınava tabi değillerdir. Bu döneme kadar eğitimin amacı öğrencinin karakterinin oluşması ve güzel ahlaki davranışlar geliştirebilmesidir. Her seviyede görgü kurallarına ve eşitlik kavramına büyük önem verilmektedir. Aynı zamanda öğrencilerin duygusal gelişimine de odaklanılmaktadır. Ortaokullara, liselere veya üniversitelere geçmek isteyen öğrencilerin zorlu giriş sınavlarını geçmeleri gerekir. Bu nedenle öğrenciler sıkı bir disiplinle sınavlara çalışmak zorundadır.
Japonya’da öğrencilerin %96’sı liseye devam ederler. Liseler ücretlidir. Lise eğitimi üniversiteye girişten daha önemlidir. Bir öğrencinin öğrenim gördüğü lise, gelecekteki statüsünü de belirler.
Japonya’da tam gün, yarım gün ve mektupla öğretim yapan liseler olmak üzere üç çeşit lise bulunur. Tam gün eğitim yapan liseler 3 yıl, yarım gün ya da mektupla eğitim yapan liseler ise 4 yıl eğitim verirler.
4- GÜNEY KORE

Dünyanın en iyi eğitim sistemi olan 7 ülkesinden 4.’sü ise Güney Kore. Asya ülkeleri arasında eğitim sistemi ile ön plana çıkmayı başaran ülkelerden biridir. Japonların aksine çok daha katı bir eğitim modeline sahip buluna Güney Kore’de öğrencilerin haftanın 7 günü okula gitmektedir. İlkokuldan itibaren ahlak eğitimleri, karakter ve kişilik kazandıran eğitimlerin yanı sıra öğrencilerin kendi yeteneklerini keşfedebilecekleri derslere de yer verilir. Matematik, fen ve toplumsal inceleme gibi derslere ağırlık verilir. Güney Kore eğitim sisteminin genel olarak öne çıkan özellikler şöyle özetlenebilir:
• Tüm kademelerde okullaşmanın hızla yaygınlaştırılması.
• Eğitime yüksek bütçe ayrılması
• Merkezi eğitim yönetimi

2) Eğitimli ve bilinçli bir neslin yetişmesi için ne yapılmalıdır? Düşüncelerinizi açıklayınız.

  • Eğitimde yenilik öncelikle çocuklukta başlamalı. Özellikle edebiyat ve okuma üzerine erken yaşlarda verilecek eğitim ekonomik gelişme üzerinde etkili olacaktır.
  • Teknoloji eğitimde daha sık kullanılmalı böylece çocukların ilgisi çekilebilir.
  • Çocukların küçük yaşta ekran bağımlılığı azaltılmalı, olabildiğince ekrandan uzak durmalılar.

6.Sınıf Türkçe Ata Yayıncılık Sayfa 37 Cevapları (Finlandiyadan)

FİNLANDİYA’DAN METNİ

FİNLANDİYA’DAN

Helsinki’yi dolaşıyoruz. Burası bir şehir değil; bir çiçek bahçesi… Evler, oteller, lokantalar, dükkânlar hep bir yeşil dekor içinde. Bahçeler, parklar eksik değil. Ağaçların altında, yolların kenarında beyaz boyalı kanepeler, koltuklar var. Burada genç, yaşlı, çocuk, isteyen oturup dinleniyor; okuyor; güneşleniyor. Sokakların ortasındaki bahçeler içinde lokantalar var. Yemyeşil şimşir ağaçlarının kenarında, kocaman bahçe şemsiyelerinin altına konmuş masalarda yemek yeniyor. Buralarda iş gören genç kızlar öyle şık, temiz; öyle terbiyeli ki, en iyi yetişmiş ev kızları da bu kadar olabilir. Önlerine taktıkları şık, pırıl pırıl keten önlükler bile insanı kendisine çekiyor.

Bu lokantalara, bahçelere bir genç kız kendi kendisine gelir; (…) yemeğini yer; kitabını, gazetesini açar, okur; hiçbir saygısız bakış onu rahatsız etmez. Sokaklarda polis görmedim. Ulusal terbiye, belli ki en yüksek basamağa varmış. Yollardaki parklardan birinin kenarında, bir akşam, boyası yepyeni iskemlesine oturmuş, on iki yaşlarında bir kundura boyacısı, iş bekliyor. Kısa pantolon giyinmiş, dizleri temiz, ayakkabıları boyalı… altın saçları, mine gözleri krem bir ışık altında daha çok parıldıyor… bebekleşiyor. Başı elindeki kitaba eğilmiş!.. Gözlerime inanamadım; karşısına geçtim; şaşkın şaşkın baktım; ben ona baktım; o bana baktı; güldüm o da güldü; bir anda candan gülüştük… Kendi kendime sordum: Acaba numara yapmak için bu akşam burasını seçmeye özenmiş bir artist mi?.. Yollarda karşılaştığım genç kızların, genç mekteplilerin ağırbaşlı durduklarına, yürüyüşlerine imrenerek, içimi çekerek baktım. Giyimleri kıvrak, temiz, gösterişsiz, yüzlerinde, dudaklarında bir boya lekesi yok. Annelerin boyanmadığı bu yerde genç kızlar elbet boyanmaz. Kuaföre gittim; burada birşey gözüme çarptı; saçlarını çok temiz, kıvrak düzelttiren Fin kadınları tırnaklarına koyu boyalar sürmüyorlar; anladım ki, burada, süsleneceğiz diye yaradılışın dışında bir şeyler yapmaya özenmiyorlar. Onlar, kadına büyük bir değer vermeyen bu gibi süslerden çoktan uzaklaşmışlar. Daha değerli yükselişlerin anlamına ermişler…

6.Sınıf Türkçe Ata Yayıncılık Sayfa 38 Cevapları (Finlandiyadan) 

Tramvaya bindik; biletçiler kadındı. Lâcivert kostümler giyinmişler, başlarında kasketleri var. Bunlar da terbiyeli birer ev kızı. Ellerine, tırnaklarına gözüm ilişti; tertemiz, en küçük bir kir, leke yok. Bileti alırken tiksinmedim; iğrenmedim. Yolcularla ne boş yere konuşmaları, ne de gevezelik etmeleri var.

Tramvay bizi uzak yollardan dolaştırdı; Helsinki’nin arka, geri yerlerinden geçtik. Oraları da düzgün, temiz… Az derin, kayalık bir suyun üzerine kurulmuş uzun, tahta köprüden geçerek bir adaya çıktık. Yeşil, taze dallardan henüz dinmiş bir yağmurun son damlaları serpiliyor. Dört yanda uzayıp giden ağaçlık yolların bitiminde beyazlar giyinmiş gençler görünüyor. Bahçelerden dağılan kuş sesleri adaya bir musiki rüyası yaşatıyor. En yüksek bir yapı zevkiyle kurulmuş köşklerin balkonlarından renk renk çiçekler uzanmış. Çiçek, toprak kokusundan, renkten ve sesten başım döndü; şiirin, güzelliğin en gerçek ülkesine varmış gibi, ürperdim. Ruhum, sanki göklerden boşalan temiz bir suyla yıkandı; bu toprak, göğsünde yaşayan herkesin toprağı bu yollar, bu parklar, her Finlinin kendi yolu, kendi bahçesi… Adayı en kimsesiz köşelerine, kıyılarına kadar gezdik, dolaştık; aransa, yerlere atılmış bir çöp, bir kâğıt parçası, bir meyve kabuğu bulunmaz. Medenî terbiyenin, bediî duygunun en yükseğine çıkmış olan kardeş Finlerin inceliği karşısında kalbim çarptı…. Yeniden serpilmeye başlayan yağmur damlaları; bu ince insanlara ince ve gizli bir şeyler anlatan kuş sesleri arasında başımız döne döne adayı bıraktık.

Şükufe Nihal BAŞAR


6.Sınıf Türkçe Ata Yayıncılık Sayfa 39 Cevapları (Finlandiyadan) 

1. ETKİNLİK

Tramvay
Tahminim: Bir ulaşım aracı
Sözlük anlamı: kent içi yolcu taşımasında kullanılan, yol üzerinde çıkıntı yapmayacak biçimde döşenmiş özel raylar üzerinde hareket eden, elektrik gücüyle işleyen yolcu taşıtı.

Medeni
Tahminim: Uygar
Sözlük anlamı:  düşün, bilim, sanat ve endüstri alanlarında çok büyük bir gelişme göstermiş, dolayısıyla yaşama biçiminde gerekli bir düzeye erişmiş (ülke, toplum).

6. SINIF TÜRKÇE FİNLANDİYA'DAN METNİ CEVAPLARI TAMAMI İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ

4.ETKİNLİK

Aşağıdaki soruları okuduğunuz metinden ve okuma sırasında tuttuğunuz notlardan yararlanarak yanıtlayınız.

1.Yazar hangi şehri dolaşmaktadır? Şehri neye benzetmektedir?

Yazar Helsinki’yi dolaşmaktadır. Burayı bir çiçek bahçesine benzetmektedir.

2.Yazar genç kızların hangi özelliklerinden bahsetmektedir?

Şık ve temiz olduklarından,terbiyeli ve iyi yetiştirilmiş olduklarından,hiçbir saygısız bakışın onları rahatsız etmediğinden,giyimlerinin kıvrak,temiz ,gösterişsiz olduklarından bahsetmektedir.

3.Yazar, kundura boyacısı çocuğu gördüğünde neden şaşırmaktadır?

Kundura boyacısının kitap okumasına şaşırmaktadır.

4.Kuaförde , yazarın gözüne çarpan nedir?Yazar bununla ilgili hangi sonucu çıkarmaktadır?

Fin kadınlarının tırnaklarına koyu boyalar sürmemeleri gözüne çarpmıştır.Burada süsleneceğiz diye yaradılışın dışında bir şeyler yapmaya özenmiyorlar.Onlar kadına büyük bir değer vermeyen bu gibi süslerden çoktan uzaklaşmışlar.Daha değerli yükselişlerin anlamına ermişler.

5.Tramvaydaki biletçilerin hangi özellikleri yazarın ilgisini çekmektedir?

Biletçilerin kadın olması,ellerinin tertemiz olması ve yolcularla boş yere konuşmamaları,gevezelik etmemeleri yazarın ilgisini çekmiştir.

6.Adada yazarın dikkatini neler çekmektedir?

Bahçelerden yayılan kuş sesleri,balkonlardan uzanan renk renk çiçekler,çiçek ve toprak kokusu,yerlere atılmış çöp ,kağıt ve meyve kabuklarının olmayışı yazarın dikkatini çekmektedir.

7.Metinde günümüzdeki yazım ve noktalama kurallarına aykırı kullanımlar nelerdir?Örnek veriniz.

Bitmiş  ve yüklemi olan cümlenin sonuna üç nokta konulmaz.

ör:Medeni terbiyenin ,bedii duygunun en yükseğine çıkmış olan kardeş Finlerin inceliği karşısında kalbim çarptı…(üç nokta yerine nokta gelmelidir.)

Bir çok yerde virgül yerine noktalı virgül kullanılmıştır.

ör:Gözlerime inanamadım;karşısına geçtim;şaşkın şaşkın baktım;ben ona baktım;o bana baktı;güldüm o da bana güldü;bir anda candan gülüştük…(noktalı virgül yerine virgül,üç nokta yerine nokta gelmelidir.)

 

6.Sınıf Türkçe Ata Yayıncılık Sayfa 44 Cevapları (Finlandiya’dan)


9.ETKİNLİK


Defterinize medeniyet kavramıyla ilgili duygu ve düşüncelerinizi anlatan bilgilendirici bir metin yazınız.Metninizi yazmadan önce aşağıda yer alan taslağı uygun şekilde doldurunuz.

 

BİLGİLENDİRİCİ METİN TASLAĞIM


Yazımın Konusu:
 Medeniyet ve insan ilişkisi

Yazımın Ana Fikri: Medeniyet de insan gibi doğar,büyür gelişir.

Giriş Bölümünde Anlatacaklarım: Medeniyetin tanımı

Gelişme Bölümünde Anlatacaklarım:Medeniyet ve İnsan arasındaki ilişki

Sonuç Bölümünde Anlatacaklarım: Bir ülkenin veya bir insanın medeniyetle tanışması eğitimle gerçekleşebilir.

MEDENİYET VE İNSAN

Medeniyet, bir toplumun zihniyetini, bilimini, sanatını, ve teknoloji ürünlerinin tamamını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere medeniyet toplum ve toplum ürünleri temellidir.

İnsan, toplumun temel yapıtaşıdır. Nasıl ki hücre teorisi ile canlıların en küçük yapıtaşı hücre olarak belirlenmişse, insanlar da toplumun temelidir. Toplumun temeli olan insanlar, her canlıya benzemez zira insanda akıl unsuru bulunmaktadır. Akıl sayesinde bilgiye ulaşabilir, bu bilgiden somut ürünler oluşturulabilir. Nasıl ki bilimde bir teori kanıtlanmak için somut bir bilimsel ürüne ihtiyaç varsa aynı şekilde medeniyet göstergesi sayılabilecek şeylerin gözle görülür şeyler olması gerekmektedir.

İnsan, bu düşünce sistemiyle ilerlese bile medeniyet kavramına hemen ulaşamaz.Çünkü bir toplumun zihniyeti, bilimi, sanatı vs uzunca bir süreç gerektiren kavramlar olarak karşımıza çıkar. Sanatsal bir ürünün ortaya çıkması yılları alabilirken, bilimsel araştırmaların uzunluğu da hemen ortaya bir teknolojik alet koyamaz. İşte medeniyet de insanlarla birlikte var olur ve tıpkı insanın süreci gibi bir süreç izler. İnsan da doğar büyür gelişir öğrenir ve kendini topluma bu şekilde kazandırarak uyum sağlar. Medeniyet veya uygarlık da bir ülkede yerleşik hayata geçebilir ancak belli bir zaman ve imkanlar gerekmektedir.

Medeniyeti yalnızca bir ülke ile sınırlandıramayız. Medeniyet ölçütü insanın olduğu her yerde var olmaya devam edecektir ve sonucunda medeni bir hareket ya da medeni olmayan hareket olarak ayrılacaktır. Bu ayrımı yine insanın kendisi yapar ve gelişmiş bilim, teknoloji veya sanat konusunda çağa ayak uydurmamış her topluluk medeniyet dışında kalmış toplum olarak adlandırılacaktır. Ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK de, muasır medeniyetler seviyesine çıkabilmemiz için pek çok inkılap yapmıştır ve bu inkılaplar doğayı ya da nesneleri değil direkt olarak insanı etkiler ve yüceltir. Medeniyeti toplumumuza getirme çabası da ülkemiz insanlarına verdiği değeri kanıtlamaktadır. Medeniyet tanımından yola çıkarak bir Atatürk’ün yaptığı bir yeniliğe örnek verecek olursam, halkın tamamına okuma yazmayı öğretme isteği, eğitime verdiği önemden kaynaklanıyor. Eğitim de medeniyet kavramının alt başlıklarından biri olup, eğitimsizlik dünyadaki pek çok sorunun temeli olmaktadır.

Eğitime verilen değer ile medeniyetin insanlar arasında yaygınlaşması doğru orantılı olacaktır. Çünkü eğitim, zihniyeti geliştirir, bilim ve sanata katkı sağlamaya yönelik tutum izler.

 

GELECEK DERSE HAZIRLIK:


Kul hakkı konusunda araştırma yapınız ve edindiğiniz bilgileri defterinize not alınız.

İslâmî kaynaklarda, insanların gereğini yerine getirmekle yükümlü oldukları haklar “Allah’ın hakları” (hukukullah) ve “kulların hakları” (hukuk-ı ibâd) şeklinde başlıca iki kısma ayrılmış, bazı kaynaklarda bunlara bir de hem Allah hakkı hem kul hakkı sayılan haklar eklenmiştir. Hz. Peygamber (s.a.s.), üzerinde kul hakkı bulunan kişilerin, hak sahibi olan mazlumlardan helallik almalarını öğütlemiştir.
KUL HAKKI NEDİR?
Bir kulun başka bir kul üzerinde olduğu hakka kul hakkı denir. Kul hakkının vebali yüce Allah katında oldukça fazladır. Cenab-ı Hak kul hakkı için “Benim yanıma her şey ile gelin affederim. Fakat kul hakkı ile gelmeyin, onu ben değil, kulum affeder. ” demiştir. Allah’ın bu günahı bağışlayabilmesi için hakkı yenen kula danışacağı bilinmektedir. Eğer hakkı yenen hak sahibi kişiyi bağışlamazsa Allah bu günahı affetmeyecektir. Cenab-ı Hak her insana bir takım haklar tanımıştır. İnsanların birbirleri üzerinde hakları bulunmaktadır. Bir kimse bir kimsenin hakkını yer, malını çalar, hırsızlık yapar ise büyük vebali olan kul hakkını işlemiş olur.
Kul hakkı pek çok sebebe bağlı olarak işlenebilir. Dolayısıyla bir kişinin istenmediği bir şey yapması, onu alay etmek, küçük düşürmek, başkasının yanında aşağılamak, rencide etmekte bir kul hakkıdır. Bunun helalliği ise hakkı yenen ve hak yiyen kişi arasında olacaktır. Başka biri bu günahı bağışlayamaz. Helallik alma şartı aranmaktadır.